19 Ocak 2009 Pazartesi

annesi...


uzun yollar karlı dağlar..ankara mengen istanbul üçgeni arasında kalabalık yorucu bir o kadar güzel bir hafta sonu geçirdik.. gergin başlayan yolculuğumuz Ankara ya varmamızla şekil değiştirdi..Kendimizi Akın'ın amca ve yengesinin kınasında buluverdik.Benim oğlumsuz ilk günümdü.. Biraz buruktu ve biriken sütlerimin sancısı vardı.. (hala da devam ediyor) yine de bir arada olmanın mutluluğu ve bir birlikteliğin başlangıcı ile oynadık eğlendik.. gecenin sonunda yorgun bedenimizi yataklara atıverdik..Oğlumun 4 halası da trabzondan geldi amcalar ve Akının babası ile uzun zaman sonra bir araya gelmiş oldu gurbet kuşları.. nikaha zor yetiştik.. ankara da bir miting yüzünden kapanmıştı bazı yollar.. gelin ve damadı yetiştirdik :) peşindeki arabada biz vardık.. sonra bizim kızların ve babaannemizin olduğu araba; acemi şöförün ankara turu yapmasından ötürü tam imzayı atarken yetiştirdi salona.. çiçeği burnunda çifte sonsuz mutluluk dileriz...
sonra yola düştük hep beraber yeni gelinimizi alıp mengene gittik.. )böylece ben ortanca durumuna girmiş oldum) :)
mengende sonca dence güzel bir yemek yedikten sonra çiftimiz yola çıkıp evinin yolunu tuttu.. bir gece de Mengende kaldık kahvaltı sornası yola koyulduk öğlen İstanbulda düştük.. Akının halalarıyla Sultnaahmet taksim eminönünü gezip eve geldik.. bir baktık ki benim amcam yengem ve babaannem de sürpiz yapmış.. epeyce bir kalabalık olduk.. güzel şen şakrak bir gece geçirdik.
biraz önce halalarımız yola çıktı.. bir iki gün içinde babaannemiz Mengene gidecek sonra annem babam Karabüke gidecek..kalacağız bir başımıza..onbeş tatil geliyor..dinleneceğiz..

acaba insanın yaşı ilerledikçe kalabalıkları daha mı çok seviyor? yoksa bu yalnız şehirde kendinden birilerini görünce daha mı sıkı sarlıyor?