28 Şubat 2010 Pazar

yaşlanmak

akınla geçen gün yolda giderken yaşlı bir teyze gördük iki büklüm olmuş elinde bastonuyla yürüyordu.. yaşlılıktan epeyce küçülmüş... akın bana dönüp yo oooymuş anne dedi (ne olmuş) ben de oğlum bu babaanne yaşlanmış ayakları ağrıyormuş o yüzden böyle olmuş..biz de yaşlancaz dedim.. demez olaydım.. bana anne ben yaşlanmıcam dedi.. şemsiyesini alıp baston yapıp yürüyor.. sürekli babanneyi soruyor.. Allah sağlıklı yaşlılık versin hepimize...

25 Şubat 2010 Perşembe

kolay olsun

akın bir iş yapanlara kolay olsun diyor.. kolay gelsin demek... kendisi bulmuş galiba..

18 Şubat 2010 Perşembe

buyurmaz mısın anne?

oğlum çok kibar... kapıyı açıyor buyurmaz mısın anne diyor.. buyur anne diyor.. teşekkür ederim diyor.. çok şağol .. ağzını ısırasım geliyor.. işallah büyüyünce de kibar olur böyle... babamızı özledik..24 günlük ev hayatımızdan sonra karabüke alışmak zor geldi.. benim güzel sanatların ders programım belli olmadığı için biraz tedirginim.. belki de 2 gün boşluğum olur daha rahat gider geliriz.. havalar düzgün gidiyor.. pek keyfimiz yok daha ayrılığa alışamadık..

16 Şubat 2010 Salı

el feneri

karabüke geldik.. annemin eski odasında karşılıklı yatıyoruz yine.. dün gece annemin çok uykusu gelmişti. ama ben de kitap okumak istiyordum.. annem de oğlum ışığı kapatalım çok uykum var hadi uyuyalım dedi.. ama ben kitap okumak istiyordum.. komidinin üzerindeki el fenerini alıp karanlıkta kitap okudum.. çok komikti.. annem de akıllı oğlum nasıl da düşündün hemen dedi.. biraz pratik düşünmekte fayda var sevgili anneciğim...

şu anda da ceren ve sena ablamalardayız.. onun küçük kemanını getirdik..oyun oynadık parka gittik burada olmaktan çok mutluyum.. istanbuldan geldiğimizden beri ilk kez yüzüm güldü...

10 Şubat 2010 Çarşamba

aklıma gelenler...

acaba babam gelirken bana hakız (sakız) getirer mi anne?
anne ben gülşaha gidiyorum hoşçakal... (1lira ile çalışan arabaya binip sallanırken)
buyurmaz mısın anne (kapıyı açıp kenara çekilmiş benim geçmemi bekliyor)
göyüşüyüüüüüüüüz... bir yere giderken kapıya bacaya apartmanın içindeki tüm objelere...
gel bakalım anne biyazcık kipat okuyalım
başaydım anne evet evetttt başaydım... (herhangi birşey yaparken)
tebyik ederimmmm şen kazandın annnee brabooooooooo brabooo.. (top oynuyruz gol attım)
eyvaaah
anne acaba sen kakar mısın (oyuncağının parçasını takamamış bana soruyor)

8 Şubat 2010 Pazartesi

babası

akın babasıyla büyük aşk yaşıyor.. en sonunda... benim geçen hafta apar topar k.'e sınav için gitmemle başladı.. o gün ve ertesi gün artarak devam etti.. akının bu halleri h. i de aşka getirdi.. akşamları aramızda uyuyor sonra yatağına yatırıyoruz.. çok bahtiyarız :) demin babasıyla bana mini konser verdi... okobüsün leleyi dönüyoyy dönüyoyyy... okoobüsün sileyeyi floşşş (peltek bir ağız) floşşş.... ardından ceviz adam... ardından baş parnağım baş parnağımmmmm... bi ara da yarim yarimi söylüyordu...amcası ve yengesi oyuuncak bir bisiklet almış üzerinde bir adam var.. yere düşürdüm yanlışlıkla kırııldı babası onu tamir ediyor..babası da diyor ki şu an; çok çabuk büyüdü...ben bir türk kahvesi yapayım da içelim.. iyi akşamlar...

6 Şubat 2010 Cumartesi

tiyato gezme feşmekan

bugün uzun bir gün oldu..en baştan başlayalım... sabah pek keyifli uyandım çünkü tiyatroya gidecektik.. şu beybide çıkan reklamı çok sevdim günde iki bardaaaaaak diye söyleyip dans ederek ben de sütümü içtim.ardından kahvaltı yaptık ben resim yaptım annem ev topladı..ardından resim kutum babamın evrak çantasına benziyor sapı var onu alıp işe gittim.. anne ben işe gidiyorum dedim para kazancam dedim.. evin içinde biraz dolaşıp işten geldim salonun duvarındaki bankamatikten para çektim ceplerime koydum annem de parasını çekti.. sonra okula gittim bu sefer küçük bilgisayarlı oyuncağımın sapı var onu aldım çanta olarak.. okula gittim (mutfak) orada biraz resim çizdim..anne ööretmen ödev verdi dedim.. sonra eve geldim (salona) annn ben geldim neeraba dedim annem hoşgeldin oğlum yoruldun mu dedi.. evet çok yoyuldum dedim.. o zaman biraz dinlen ben sana beybi açayım dedi.. çok hoşuma gitti işe git okula git para kazan ödev yap çok yoruldum gerçekten de..

sonra annemle giyinip oyunu izlemeye gittik..babam da iş yerinden geldi ve birlikte izledik..çıkışta otomatik bisküvi makinesinden para atıp bisküvi aldım.çok hoşuma gitti..parayı koyuyorsun tak diye itiyor bisküviyi.. oradan annemin öğrencisine keman almaya gittik unkapanında kocaman bir müzik aleti mağazasına kuyruklu piyanoyu darbukaları küçük gitarları çaldım.. epey oyalandık orada.. sonra da haliçte denize nazır yemek yedik.. çok güzel oturdum mama sandalyesinde yemeğimiz ne zaman gelecek anne dedim.. gelince de hiç yerimden kalkmadan yedim.. bu bu ara gelişen bir durum önceden hep gezinirdim yemek yemezdim annem peşimde dolaşırdı ama oturamıyordum merak ediyordum büyümşüm demek ki.. yemek yedikten sonra tam galata köprüsünde hem gazımız hem benzinimiz bitti..babam gitti bi bidon benzin aldı biz de balık tutanları izledik.. sonra da uygulamaya geçtik..


babamla balık tutmaya çalıştık o ara annem de eminönündeki boncukçuları gezdi kendine küpe yüzük aldı...sonra çok yorgun bir şekilde eve geldik yorgunluktan elim ayağım şaşırdı saçmaladım şımardım galiba.. sonra da uyudum babam da horluyor..annem çamaşır asıp duruyor bugün üşüttüm galiba sürekli donuma yapıp durdum anlamadım çişimin geldiğini... yarında annemle sinemaya gideceğiz babam trabzon spor maçına gidecek beni de götürmek istiyordu ama hava soğuk dedi annem ikiniz birden hasta olursunuz... yani şimdi istanbulda bu kadar gezerken ben babamı da bırakıp niye kavabüke gideyim babam sorunca gitmicem diyoru tabi.. babam çok şanslısın oğlum ne çok geziyorsun diyor..

annesi devam ediyor şöyle bir bakınca akın gerçekten de çok şeyler öğrendi bebekliğinden beri her türlü ulaşım aracına hava deniz kara ray vs bindi.. her türlü konser tiyatro sinema açık hava konserleri restoran vs ortamlarına girdi.. bunlar çocukları ne çok geliştiriyor.. bunun haricinde sürekli diyalog halinde olunduğu ona seçme hakkı sunulduğu için kişiliği gelişti... yani herkes evladını sever över.. ne diyeyim..kargaya yavrusu şahin gelirmiş.. herkes kendi kargasını bağrına bassın o zaman...en çok şu işe gitme konusunda şaşırdım şimdiye kadar ben veya babası akına para ile ilgili pek birşeyden bahsetmedik hani şu günlük hayatta bakkala gidelim para verelim şunu alalım muhabbeti bile olmadı.. sadece birkez okula gitmemi istemediğinde oğlum ben okula gitmezsem bana para vermezler bizde yemek alamayız oyuncak alamayız geçinemeyiz demiştim..bunula bağlantılı olarak kafasında kurmuş sentezlemiş bana ben işe gidiyorum diyor ama onun işi okulda değildi demek ki farklı birşey düşündü o kadarını bilemiyorum.. sonra odalarda dolaşıp çantasını değiştirip tekrar okula gitti öööretmen ödev verdi resim yapayım biraz dedi.. mutfaktan beni çıkardı (o ara makineyi boşaltıyordum) burası okul anne sen git işe dedi.. çok şaşırdım.. sonra geldi ben geldim anne nereba dedi.. çok yoruldum dedi oturdu.. çok komikti ama bunları hep ciddi konuştuk..galatada balık tutmaya çalışırken babam da haala balık tutamadı anne dedi.. o da komik geldi. sonra ben boncukçulara gidip geldiğimde bizimki arabadaydı ne oldu oğlum neden geldin arabaya dedim biraz üşüdüm anne dedi.. bak sen biraz üşüdün bi de arabada oturdun aferin be...bunlar insanı mutlu ediyor..bir de o küçücük kumbara ağzıyla şarkılar söyleip konuşurken ısırasım geliyor ama çok ciddi ve asla bir iş yaparken rahatsız edilmeyi sevmiyor ve ciddiye alınmak istiyor prensipli..ah ah... bizimkiler uyuyor ben akşamları oturmayı özlemişim son bir kaç günü yaşıyorum sonra yol göründü bize.. bakalım h. işi ne olacak...

4 Şubat 2010 Perşembe

sinek

akınla çok sevdiğim ev poğaçaları yapan bir börekçiye gittik.. havada uçuşan bir sinek gördü... amcaaaaaaaaaa amcaaaaaa sineğin karnı acıkmış ona yemek verirmisin dedi... adam tamam veririm dedi... bir süre sonra yedik gidiyoruz.. amcaaaaa bisz gidiyoruz sineğe yemek vermeyi unutma... dedi...

aaperen


aaperen abim geldi zonguldakatan bizi ziyarete.. biz de bugün sinemaya gittik birlikte... prenses ve kurbağaya... çok güzeldi... şu an uykum var o yüzden keyfim yok... aaperen abi gitme diyorum ama annesini özlemiş gidecekmiş.. onu anlıyorum o yüzden gitmesine izin verdim.. yine gelmek kaydıyla...