30 Aralık 2012 Pazar

akından yorumlar

oğlumun lafları çok unutmazsam not alıyorum.. geçen gün hafif hastalandı. dolmuşa binicez karşıda otobüs durağı var duraktaki bankta bir kedi bi güzel oturmuş uyukluyor bankta... akın kediyi gördü aaa anne bak kedi kendini adam sanmış otobüs bekliyor.. bizim düğün fotoğraflarmıza bakıyor.. anne eskiden babamın saçları gençmiş.... demin tv izliyoruz bir çorap reklamı çıktı... daymod.. bacakları gösteriyor kadınların kırmızı şeritler var çorapta sordu bana anne sana öyle çorap alayım mı.. al oğlum.. ama babam olsaydı alma derdi.. neden alma derdi oğlum çünkü babam havalı derdi babam havalı istemez havasız ister... oğlan babasını tanımış... dün de lego adamlarını arabasından atıp atıp duruyormus. annem yapmasın diye herhal oğlum atmasana oyuncağını onun da annesi babası oğlu vardır üzülürler falan demiş...akın da demiş anneanne o bekar

20 Aralık 2012 Perşembe

şu malum çok hareketli arkadaşına tam okuldan çıkarken sessizce uzanıp 'sen bana küssen bile arkadaşımsın' dedi.. içim ezildi... m ve u harfi zordu<.. çok bunladık... k ve ı ya geçince rahatladık..ödev yapıyor biraz angry bird oynamasına izin verdim normalde hiç oyun oynamıyor nette... sonra oyuncaklarımla oynamak istiyorum diye ağladı... üzüldüm... yavrucak her gün ders yapıyor yoruluyor... bugün sabah okula ben bıraktım..tam kapıdan girerken zil çaldı... ooo anne apperin sana tam zamanında geldik...

14 Aralık 2012 Cuma

özet

müdür

benim oğlum müdür olacakmış kararını vermiş aynen öyle dedi... ben yorgun yorgun tuvalette açamadığı pantolon düğmesini açmaya yardım ediyordum o arada oğlum çok yorgunum yoruldum diye anlatıyordum.. o da çok yorulduğunu ve derslerin çok zor olduğunu anlatıyordu..sonra anne ben müdür olmaya karar verdim çünkü müdürler hiç yorulmaz elleri arkada bahçede gezip yürürler dedi... bu analizi çok beğendim...

3 Aralık 2012 Pazartesi

beni bu havalar mahvetti

Pazar gunu...balkondan kopuk yapiyor hala ilik ve ruzgarli. Cok keyfe geldi Ve yumurtladi bizimki..."gunun bu havalarini cok seviyom cok gckuzel okul olmamSi.

18 Kasım 2012 Pazar

evin iki erkeği uyuyor ohh ben de çay içip biraz tv biraz bilgisayarda takılıyorum oğluşum bugün cimnastiğe gitti yeni mayoları sarı siyah.. sağlık sporda bu yıl.. arı maya gibi oldu.. babası getirdi pazar günleri aşk yaşıyorlar okul başladığından bu yana akın akşam en geç 20 30 da uyuyor babası daha geç geliyor aman diyoruz iş olsun da biraz geç gel ama akın çok özlüyor uyumadan önce sütünü çikolatasını paylaşıp yanak yanağa koltukta uyukladılar.. daha ayrılası yoktu da sabah okula gidemezsin uykunu almazsan dedim ondan gidip yattı bişey demişti de unutmayayım yazayım diyordum unuttummmmm

14 Kasım 2012 Çarşamba

özenti

akının sınıfında ondan tam 12 ay büyük arkadaşı olan O. akın için çok önemli sorun  olarak görmelimiyim bilmiyorum ama sürekli o çocuk gibi olmaya onun gibi konuşmaya çalışıyor cocuk uzata uzata konusuyor bu ara onun gibi konuşuyor o suratını nasıl şekle sokarsa aynı mimikleri yapıyor derste onu izleyip sürekli gülüyormuş çocuk bu baktığında yüzünü şekilden şekle sokuyor öğretmen baktığında normal surat ifadesi öyle olunca öğretmeni akının niye sürekli güldüğünü anlamıyor geçenlerde yazılı gibi bişey oldular öğrendii heceleri yazmışlar akın yine o çocuğu izlemekten konsaantra olamamış ne yapacağımı bilmiyorum çocuğum daha küçük zamanla alışır mı demeliyim bi pedagogla mı konuşayım sınıfını mı değiştireyim ne yapayım bilmiyorum akınla konuşuyorum ama pek faydası olmuyor bu akşam çok sinirlendim artık ağzını kopartırım senin gibi saçma sapan bişey söyledim sonrasında üzüldüm akının eve gelip de kendi haline dönmesi biraz zaman alıyor o zaman ona oğlum bak sen artık benim bitanecik oğlum akın oldun diyorum sen akınsın başkası olma sen şu anda birine benziyorsun ama benim oğlum gibi değilsin falan diyorum sonuç alır mıyım bilmiyorum çok endişeliyim endişeli olmalı mıyım?

11 Kasım 2012 Pazar

küçük adımlar

oğlum odan ne karışık adım atacak yer yok
ayakların küçük olsaydı o zaman yahat olurdu
keşke ayakların küçük olsaydı..

bu da akının bakış açısı..her zaman söyleyecek bişeyleri var kendince ne kadar mantıklı.. bi ara da ayakortasında dolaşma lafını şu şekilde yorumlamıştı yazmayı unuttum galiba.. fotoğraf makinesi ile peş peşe çekerek filim çeviriyor ben dolaşıyorum odasında bana anne ayakortasında dolaşma ayakların çıkacak filmimde dedi.

okul iş ev ders hayat derken oldu kasımın 11 i.. Atatürk 10 Kasım orotoryosu hazırladık oğlum kırmızı yanaklarıyla 2 saat izledi sesini çıkarmadan..bu günde dedesi ve babasıyla birlikte evde tadilat yaptılar..kulağında kalem elinde çekiç diğerinde de metre.. sonra geldi mutfağa  kalın plastik bi leen geçirdi kafası zarar görmesin iş yaparken diye... öğretmeni sizi kameramdan izliyorum demiş odasında anlatıyor ööööyetmenim ben tamiy yapıyom diye.. unutuyorum yazacaklarımı

27 Ekim 2012 Cumartesi

önce zonguldak sonra istanbul.. geldik ama yorgunluktan birşey anlayamadık bugün akvaryuma gittik .çok heyecanlandım annemi sürekli çekiştirip sürükledim annem şikayet etti yoruldum diye..beni babama havale etti neyse gülşah yengemdeyiz inci dört gözle beni bekliyor istanbul çok kalabalı neden acaba diye sordum istanbulda kalmak yaşamak isterdim çünkü inci burada dedim anneme... iyi anlaşıyoruz arada kapışıyoruz... şimdi eve çıkıcaz akvaryumda köpek balıklarını gördüm çok  güzeldi ne pahalı hiç bişey almadan çıktık 3 kişi 70 lira verdik miniçik magnetler 10 lira aman almadık... yorulduk..

10 Ekim 2012 Çarşamba

gökyüzü neden mavi

gökyüzü neden mavidir?
kırkayaklar ayakkabı giyer mi? giyerse ayakkablarını nereden alır...
bunlar akşam yatarken sorduğu sorular..düşünmek için zaman istedim gökyüzü sorusuna neden olduğunu bilmiyorum lakin...

elma yedi geçenlerde... peşinden gaz çıkardı anne bu ne sesi biliyor musun dedi bilmiyorum dedim bu alarm sesi dedi... elmayı yedim karnım doydu diye alarm çaldı dedi..mantıklı değil mi... geyirmek hiç bu kadar farklı gelmemişti..bi yandan da su an sky tv de mustafa keser tango bir parça söylüyor... ne güzel... saat 00 15 çamaşırı bekledim asacağım kuruları yerleştireceğim..

bugün hamurdan bişeyler yapmışlar öğretmeni anneme akın beni çok şaşırttı çok güzel bi araba yaptı demiş..annem de şaşırmayın akın hep öyle şeyler yapar zaten annesiyle uğraşırlar dururlar demiş..benim oğlum daha çok şaşırtacak öğretmenini...

okul iyi gidiyor en azından mutlu gidip geliyor çok da yorgun...saat 20 de yattı bu akşam..hafta içi çok özlüyorum...öğretmenimiz çocuğumuzu anlatan bi mektup yazmamızı istedi 2 sayfa yazdım daha yazacaktım hikmet yeter dedi.. çocuğumuzu çok iyi tanıyoruz kesinlikle...

aslında bi sürü şeyler konuşuyor yazıyor ama hep unutuyorum

23 Eylül 2012 Pazar

neşe palamutu

ha bu arada bugün kahvaltıya gittiğimiz mekanın kocaman bi bahçesi var kahvaltı yapılan yerden bağımsız kedi tavşan ördek tavuk dolanıyor ortalıkta ceviz ağacı meşe ağacı var.. yerden meşe palamutu topladık ben pek severim onu çok sevimli gelir şapkalı şapkalı.. akın beni toplarken görünce o ne dedi meşe palamuu oğlum bu aaçtan düşmüş tohum dedim    ne neşe palamutu mu a çok mutlu bi palamut o zaman dedi..pek hoşuma gitti... kenardan gizlice h..i izledim bahçedeki tüm çocuklara cevizleri toplayıp adil bi şekilde sırayla yedirdi tek tek tüm çocuklar gelip ceviz yediler hepsinin adını öğrenmiş çok hoşuma gitti iyi ki bu temiz yürekli adamla evlenmişim dedimhttps://www.google.com.tr/search?q=me%C5%9Fe+palamudu&hl=tr&prmd=imvns&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=a1FfUPbBHJL44QS7iICYCg&sqi=2&ved=0CB0QsAQ&biw=1024&bih=571

haftasonu

unutmadan kalktım geldim hemen yazayım diye... benim yatağımda uyumaya başlıyor aın her akşam..sonra ben onu yatağına alıyorum sarılıp biraz sohbet edip dua edip uyuyoruz kedisi ve kuzusu da yanımızda... bana demin dediği şu oldu.. anne kendini serbest bıyak.. bak şimdi bulutun üzreyinde yatıyoyuz bulutumuz havalı bi araba gibi... ama yumuşak... sordum ne renk bi bulut kırmıı maviymiş... sonra tatlı güzel annem diye öptü beni elimi kolumu yanağımı ben de onu öptüm sevdim sevdim.... mışıl mışıl uykuya daldı...en geç 20.30 20 45 arası bazen daha da erken... kocaman bi şir ezberledik hafta sonu ödevlerini anneannesi cumA günü ben okuldan gelene kadar yaptırmış hafta sonu rahat ettik keza ben hiç birşeye yetişemiyor gibiyim.. ama bu arada cuma pazarından da 8 kg kırmızı biber 4 kilo havuç 5 10 kilo domates alıp da kışlık yiyecek hazırlamayı da ihmal etmiyorum annem olmasa zor yaparım da iyi ki var.. epeyce domates kırmızı biber acukası yada turşumu deniyor ondan sıra sıra yeşil biber var.. bi de patlıcandan yaparsam kavonozda sos çok güzel olacak çok hummalı geçti bugün.. birazdan az gazetelere bakıp banyo yapıp yatıcam zor bi hafta bizi bekliyor..h. annemlere maç izlemeye gitti babamla ona akının kipatlarını kaplatacaktım en sevmediğim şey kitap kaplamak fakat fıydı.. du bakalım gelince yapabilecek mi :)

20 Eylül 2012 Perşembe

4.gün

resmi olarak okulun ilk haftası yarın sona eriyor.. bu hafta bi gece de evde olamadım okulda yatılı kaldım.. akın genel olarak çok mutlu okulda dersleri şu an hamur oyun kesme y apıştırma gibi anaokulu formatında geçiyor bi tane kendinden daha hareketli bi arkadaş buldu kendine.. o akına göre biraz daha dağınık daha az söz dinliyor gibi ama akınla sürekli koşup çekçekli çantalarını sürüyorlar.. akından büyük abla gibi görünen kız arkadaşları var.. yanındaki arkadaşı ablası gibi bana akının onura uyup çok koştuğunu anlatıyor anladı ondan nerdeyse 1.5 yaş büyük olduğunu..öğretmenimiz gayet anaç biz duygusal davranıyoruz birinin sert olması lazım o da öğretmeni olacak galiba.. fotoğrafları bi türlü makineden çıkarıp yayınlayamadık... oğlum bugün boyama yapmış uçan bi kuş yapmışlar hepsi akının ki farklı sadece o da yanına bi sürü kuş ailesi yapmış ek olarak güneş ve bulutlar yapmış çok güzeldi...güzel oğlum çok yoruluyor saat en geç 21 de çoğu zaman 20.30 da uyumuş oluyor..akşam üzeri de ormana gidiyoruz o oynuyor ben yürüyorum temiz hava alıyoruz iyi geliyor ama ödev yaparken uykusu gelmiş oluyor boyaması kötü oluyor ona bi çözüm bulmalıyız..eve yetişemiyorum geç geliyor  akını yıka yemek faslı uyku sonrasında anca çamaşır as topla hepsi sepette katlanıp yerleşmeyi beklesin bulaşık mak boşalt hiç doğru dürüst yemek yapamıyorum zaman olmuyor çok garip ve hızlı bi süreçteyim allahtan evim daınık deil  sürekli topluyorum ortada görünen bişey yok fakat çamaşırlar katlanacak daha akıncık oyncaklaırnı dağıtacak zaman bulamıyor zaten

12 Eylül 2012 Çarşamba

okula başladı bebeğim...

bugün okulun 3.günü..ilk gün ağlamalı geçti ben zaten kıyafetleri alırken de ağlamıştım akının üzerinde kıyafetleri denerken de.. okul günü giyinip ortalarda dolanırken de... okula tedirgin gittik çok suratsız bi ömüdürü var neyse ki kura da benim eski okulumdan tanıdığım bir öğretmen çıktı bahtımıza... firdevs öğretmen... emekli olmuş hala çalışan eski nesil öğretmen.. torun torba sahibi onu görünce de duygulandım başladım ağlamaya diğer anneler de sonradan öğrendim ki sevinmişler bu öğretmen iyi demek ki bu kadın ağlıyor demişler..neyse ben ağlayınca akın da ağladı çocuk beni yanından ayırmadı kıpırdasam ağladı..ona ağlama sebebimin büyüdüğünü görmenin gurur verdiğini sevindiğimi kaygılandığımı vs.. anlattım.. çok güzel değişik bir duygu sanki minik oğluşum koca adam oluverdi.. gerçi daha 5.5 yaşında ama sınıfı  19 kişi.. öğretmenimiz iyi bakalım...dün ağlamadık..sınıftan çıkıp dışarda bekledik banklarda oturduk akın ve diğer çocuklar 2 kez bizi kontrole geldiler beklediğimizi görmek için... sonra öğretmeni bana lider ruhlu bi çocuk hemen sınıfı etkisi altına aldı dedi... iyi iyi dedi.. akın öğrtemenine pildes diyor... yavrum benim... çok zor bi süreç... bugün daha iyiydik ama... bi de dün gece bana diyor ki önce sarıldı sıkı sıkı sesiz ve etkileyici bi şekide ' kimsenin benim kadar güzel annesi yok' dedi.. çok duygulandım..o zaman oğlumun biraz daha büyüdüğünü hissettim..okul dönemi öncesinde başlayan duygusallığımız devam ediyor sürekli öpüyor sevgi sözcükleri kullanıyor.. ben de zaten öyleyim...babamız kenarlarda köşelerde çaktırmadan gözleri yaşlananlardan... bugün 3. gün..okulumu çok seivyoyumm diye çıktı okuldan mutlu olduğunu anlıyorum zaten davranışlarından bugün de çekçekli çanta aldık... masrafları çok allah olmayanlara kolaylık versin.. 200 tl sadece kıyafetleri tuttu ki içinde ayakkabı yok ayakkabısı var diye almamıştık.. kırtasiye 55 tl.. daha bişeyler var hatırlamıyorum beynimi hissetmiyorum gibi başım ağrıyor sürekli bu ara... okulun kapısında sürekli sohbet de iyi oluyor yemek tarifleri kilo vermede püf noktalar çocuklarla ilgili eski olay ve anılar günlük olaylar konuşuluyor..

4 Eylül 2012 Salı

4+4+4 le okula başlayacak çocuğumun pazartesi okulu başlamasına rağmen ne okuluna gitim ne okul alışverişini yaptım ne bi hareket var.. bu hafta gece gündüz okuldayım sınavgörevlerim var annemler anamurdalar hikmetle idare ediyoruz çoçuum bugün artık yorgunluktan ağlaya alaya uyudu... yarın bi ara gideyim ne yapıp edip okuluna saat 1 e kadar okuldaymış öğretmenler.. iki öğretmen var onlardan biri olsa çok iyi olacak. of çok zor çocuğum okula hazır mı bizi ne bekliyor çocuğum ezilecek mi 3 ay sonra dersler başladığında zor gelecek mi...

3 Eylül 2012 Pazartesi

yanıma geliyo böyle cilve mi desem ne desem.. kulaıma eğiliyor anne sen çok güzelsin diyor...teşekkür ederim gevşemeye başlıyorum o anda sonra öpüyor sessiz sessiz seni seviyorum diyor ve peşindennnn tatatammmmmmmmmmmm   seniseviyorumçikolata........ len bütün bu sevgi gösterileri çikolata için mi uyanık... hakkını yemiyeyim çocuğum sevdiğini söyler öper de bu da çikolata için de yapmayacağı şey yok...

21 Ağustos 2012 Salı

kumdan kaleler yapmak yüzmekle geçiyor günümüz.. çok mutluyum epeyce yüzme konusunda ilerledim.. dedem bi yelek almış şişme onunla yüzüyorum dönüyorum gidiyorum bişeyler yapıyorum çok güzel...yaşasın deniz.. kumsall...

17 Ağustos 2012 Cuma

çakrazdan sevgiyle

küçük bir karadeniz sahil köyündeyiz... çakraz....en son üniversitede mi lisede mi okuyodum buraya geldiğimde.. içimde bi hüzün oluştu abim burada kaç seneler yaz harçlığını çıkartmak için müzisyenlik yapardı.. seranat aile çay bahçesi... abimli o günlerimiz aklıma geldi.. ve ne kadar çabuk yılların geçtiği... dalgalar sahile foş foş vuruyor... bu güzel manzara ve sesi dinlemek için kendimi sineklere teslim edip balkonda oturuyoruz..çok güzel... hiç uykum yok oysa çok yorgundum.. sahilde kumların üzerinde armutlarda yayıla yayıla oturduk akşam üzeri gelmemize rağmen şimdiden dinlenmiş hissediyorum.. akın çok mutlu özellikle anneanne ve dedesinin de olmasından dolayı...çakraz.........  denize yarın girecez bir kaç gün buradayız... hava yumuşak... yamur yama durumu var ama deniz yağmurda daha ılık olur.. ne olursa olsun denize girmek istiyorum...

12 Ağustos 2012 Pazar

anne baba ev ay

 çılgınlar....
aklıma bişey geldi de onu ekleyeyim dedim akınla hayvanlardan bahsediyorduk hindi olan bi parka gitmiştik onu anlatıyordu.. dedi ki hani yelpazeli bi hindi vardı ya  dedi.... tavus kuşu bu kadar güzel anlatılabilir.. şu anda kendi kendine anne baba yazmış getirdi inanamadık herşeyi yazyor trabzon da yazdı ev ay yazdı.. çok kitap okuyordu kendi kendine ondan mı acaba ben yazı yazmayı öğretmedim hazırlandı galiba okurken yazarken çiztirirken... maşallahhh

9 Ağustos 2012 Perşembe

defne akın zeynep

güzel günlerdi.. akınla defne geçen  iki yılın aksine bu yıl kanka oldular çok iyi anlaşıp güzel oynadılar..birbirlerini başka çocuklara karşı kendilerince zor durumlarda kolladılar... öğlenleri birlikte küvette yüzüp yemek yediler akşamları parklardaydık.. kızlar sitede alışmışlar oynamaya denize girmeye burada biraz sıkıldılar ama yinede güzel vakit geçirdik yılda bir kere kardeşlik yaptık ne yazık ki.. anamura gitmeyi düşünüyorduk ama emine anneannenin ani ölümü elimizi bağladı ,Alah rahmet etsin işallah mekanı cennet olsun..
bir kaç gündür misafir ağırlıyoruz yemekler tatlılar... artık kimseyi bi müddet çağıırmıcam.. bugün sadece akınla takıldık olimpiyatlardan etkilenip iki 5lik su bidonunu vileda sapına takıp halter yaptık..oyun oynadık  yattık yuvarlandık...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

çölde bi serap

sanki çöldeyim...... uçsuz bucaksız kumlar arasında suuuuuuuuuu diye inliyorum... çok zor bu ramazan..akşam yemekten sonra canlanıyorum o da hemen gece oluyor günümüz geceye karıştı yani gerçekten de böyle öğlen saat 2 den sonra 2 saat kadar akınla uyuyoruz  evim hamam gibi çatıya yakın olması çok fena oldu yanıp kavruluyoruz ki ben güya hiç terlemezdim.. akınla öğlenleri uyumasak bittim hikmet nakavt oldu bugün dükkanı biz açtık akınla. gündüz uyumayıp çalışana çok zor.. Allah kabul etsin dualarımızı..su içmek kadar güzel bi şey var mı dünyada... fakat sanki akına bakamıyorum gibi geliyor hiç ders yapmıyoruz kitap okumuyoruz anaokulu dergilerimiz okula hazrılık dergilerimiz kaldı hep bi kendimi toparlasam başlıcam Allahım susuzluk ne fena bişey.. akın ve babam şu anda arkada yoğurt yiyor ohh miss gibi buz gibi yoğurttt ne güzel ah suuuuu suuuuuuuuu suuuuuuuuuuuuuuuuu

18 Temmuz 2012 Çarşamba

uşaklar

 ve tekrar karabük... annem pazardan tvabzon forması kalemi tarağı çorabı tişörtü aldı babam da dergisini aldı...

akın epey adapte oldu şimdiye kadar en aklı başında olduğu trabzon gezisiydi o yüzden bi başka benimsedi memleketini... tvabzon tvabzooon diyor sürekli...kuzenlerine halalarına doydu sanki sürekli beraberlermiş gibi kimselere yaklaşmayan akın gevşedi şımardı cilvelendi durdu..kan çekti.  herhal... epey gezdik güzeldi... temiz hava hormonsuz yiyecekler iyi geldi..  epey adapte olmuş ki karabüke gelince bizim kızlara evden girince merhaba uşaklar diye seslenmiş...
 burada da defneyle ayrılmıyorlar çok iyi anlaşıyorlar akın süreekli ince bi gülme haline.. bugün defne bizle takıldı yemek oyun banyo keyfi yaptık... zeynep de sonrasında katıldı o büyümüş artık çocuklar onu açmıyor.. bir sürü fotoğraflar birikti kim yükleyecek de koyacak havalar da çok sıcak bilgisayardan gelen sıcaklık çekilmiyor...

7 Temmuz 2012 Cumartesi

travzondayız.. benim babannem çiftçi..her yere salatalık mısır ekmiş...her yeri kazmayla kazıyorum... civciv tavuk kovalıyorum...

1 Temmuz 2012 Pazar

anamurdan dayımlar geldi... çok heyecanlyım... çok mutluyum... hoşgeldiniz

23 Haziran 2012 Cumartesi

günler...

babannem akının da büyük babannesi  bizdeydi iki gündür..akın kendi kanından insanlara hemen kaynaşıyor
çok mutluydu... büyün gösterilerini sundu..bugün zonguldak yayla şenliklerine katılcaz.birazdan yola çıkacağız.fotoğrafları toplu olarak koyarım pazartesi....

18 Haziran 2012 Pazartesi

40 uçurcaz biraz sonra masam hazır..bebeğin pamuk yumurta tuz şeker un ve bozuk parası  hazır...deniz bebek geliyor az sonra bekliyoruz akın uyudu artık uyanıncaya kadar rahat rahat otururuz..kendi kardeşine ön hazırlık olsun...dah düşünce ve hazırlık aşamasındayız şu akının okul ve benim kilo olayımı çözebilirsek...

17 Haziran 2012 Pazar

alzaymır mıyım neyim aynı şeyi yazmışım akının kulak ağrısını zaten yazmışım ben niye uyarmıyorsunuz beni be ya..bu kadar mı şuuruz olunur ben tevekkeli yorgunuum diyip duruyorum kafam yorgun herhalde yada alzaymır oluyorum...neyse okumayı verin sevgili takipçilerimiz

perşembe günü vız vız ederek uyandı 7 gibi kalkıyor hergün.. ben 8 e kadar yatabiliyorum neyse ki o oyun oynarken... saat 10 gibi keyfi iyice kaçtı ben yatmak istiyorum dedi benim odam dah serin yattı oramı kaşı buramı kaşı derken ağlama halleri başım ağrıyor demeye başladı dolven verdim ağrı kesici..  öyle böyle derken o odada saati 3 ettik... en sonunda baklayı ağzından çıkartt meğer kulağı ağrıyormuş sabah 10 dan öğlen 3 e kadar o ağrıyla durmuş ketumluğunun sebebi de geçen sefer kulağı ağrıdığında iğne olmasıydı..gittik hastaeye hemen 6 tane iğne verdi doktor isterseniz bugün yatasın dedi yok dedik.. kulak enfeksiyonu... zaten burun hep tıkalı çocuğumun geniz etini alsak iyi olarcak dedi... gündemimizde geniz eti var.. bakalım ne yapacağız...o gün bende arabamın kapısına kafamı sıkıştırdım benim serçedesin kapıları zaten zor kapanıyor bayırdaki eczaeneden ilaç alırken bir de akının iğne olmıcam bağırtıları içinde kapı pat diye alımın ortasına indi 2 gün başım ağrıdı hala hafif bir şişlik var neyse ki herşey yolunda ertesi gün sabah toplantı için okula gidecektim tabi perişanız ikimizde.. annne sen biyaz kötü göyünüyorşun okula gitme ben haştayım de gitme dedi... bu tamamen iyi niyemi yoksa hin kafanda çıkan fikir mi anlaymadım..

şimdi dedesi ve babası ile bostanüküne binayla ilgili birşeyler yapmaya gittiler akın da kedi sevmeye... kediler onu görünce sevineceklermiş...

15 Haziran 2012 Cuma

dün sabahtan öğleden sonraya kadar ağlamaklı nazlı sıkıntılı bi yatıyor kalkıyor dertli dertli başım ağrıyor diyor uyuyamıyor falan derken baklayı ağzından çıkarttı meğer bizimkinin kulağı ağrıyor ama iğne yapılır diye söylemiyor... gerçekten de 6 tane iğne verdi doktor.. isterseniz bugün yatıralım dedi yok dedim yatırmayalım ben evde bakarım iğneden sonra uyudu ağrısı azaldı keyfi geldi... akıllı adam iğne yapılacağını bildiğinden sabahtan akşama söylememiş keşke söyleseydi de akşama kadar o kadar darlanmazdım bi de telaşeden arabanın kapısına kafam sıkıştı sağ şakağımın üzeri şiş aksama kadar bi de o ağrı....
 neyse sabah şarkılar eşliğinde kahvlatı yaptık yüz ifadeli gözlemeler yaptım bi sevinç bi sevinç... okulda toplantı var pek de gidesim yok ama istemeye istemeye hazırlarınıyorum bana diyor ki anne biyaz kötü göyünüyorşun gitme haşta oldum de sana izin versinler... uyanık...

bi de unutmadan yazayım sabah bana süpriz yaptı odasını bir toplamış ki inanamadım aynı benim topladığım gibi düzende ve istif halinde...

13 Haziran 2012 Çarşamba

okulun son günü

akının okuldaki en kafa arkadaşı göktürk
 


mahcubiyet diz boyu.. yalnız biz varken bu kadar mahçupmuş adam.. biz yokken kaplan kesiliyor duygularını gayet iyi aktarıyormuş..güzel öğretmenimiz gidiyor  tayinleri çıktı<...bizde yeri ayrı..



10 Haziran 2012 Pazar

itfaiyeci sem

okulumuz kapandı...cuma günü cümbür cemaat gittik fotoğrafları çektirdik... karneyi aldık.. akının öğretmeni asker eşi..tayinleri çıktı o anlamda biraz üzgünüz.yine aynı anaokuluna gidecek gerçi 68 aya takılıyoruz ama ben okula yollamayı düşünmüyorum mantığıma uymadı aynı sınıfta 5.5 ve 7 yaşındaki çocukların olmasını..eğer yan sınıfta yedi yaş bizim sınıfta 5.5 yaş olacaksa ayrı müfredata rağmen 4 yıl sonra aynı şekilde mezun olacaksa o da kafama yatmıyor ceza varmış sonunda ömür boyu sıkıtı yaşamaktansa cezama razıyım..akın zihinsel anlamda yapar ama yine de sistem oturana kadar bu sene deney tahtası olmasını istemiyorum...
  neyse..bugün babam bostanbüküne gittiler orada ağaç  sarmaşık ektiler.. bizim bi işimiz  vardı babası da balığa gitmişti.. şimdi geldik yıkandı yerlerde yuvarlanıyor şu an yorgunluktan.. solucan bulmuş çocuklarla oynamış yavru kedileri sevmiş beslemiş baya mutluydu.. bu bahsettiğim yer ebizim köydeki evimiz.. kiracılar var hiç oturmadık orada arada gidip geliyoruz ilerde oturabiliriz.. neyse...

 sabah sohbet ediyoruz.. oğlum bugün ağaç dikeceksiniz dedenle dedim.. aaa ben daha önce hiç ağaç dikmemiştim dedi.. ama ben büyüyünce  ne yazık ki ağaççı olamam çünkü itfaiyeci olcam dedi..cümlenin güzelliği beni büyüledi... 2 gündür evde takılıyoruz bi sürü bişeyler yapıyoruz evde vakit geçirmek bile tatilmiş gibi geldi...

6 Haziran 2012 Çarşamba

ingilissze

akının sınıfında bir arkadaşı var.. sümeyye... akın ona sümeli diyebiliyor... neyse bizim sümeli konuşamıyor ne engeli var bilemiyorum zekada mı dilde mi...konuşarak değil birşeyler geveleyerek göstererek tarif ederek anlaşıyor göz teması kuruyor onların sınıfına gittiğimde yüzüme bakıp gülümsüyor her seferinde... neyse akınla konuşuyorduk dedi ki ben sümeliyyi sevmiyyum  neden dedim çünkü o ingiliszzce konuşuyor çok  gülesim geldi... durumu anlattım bu kez de sümükleri akıyor dedi o zaman da senin de sümüklerin akıyor ama ben seni hala seviyorum bak dedim... konuyu çaktırmadan değiştirdi...

öğretmeninin tayini çıkmış asker olduğu için dün bahsettim biraz çok üzüldü.ama ben yeni öretmen istemiyyum çünkü onu tanımıyorum daha dedi... babası istanbulda öbür gece gitti yatarken keşke babam gelseydi diyor..o gelince beni senin yatağına yatır ortanızda yatayım diyor..özlemiş..

5 Haziran 2012 Salı

okul rehaveti

yakışıklı oğlum neler düşünmüş acaba?

müzikalde anlatıcıydım.. ışık çok hoşuma gitti

akının arkadaşı BEŞTE (beste)

yumuş akın

gondoldakilere özenerek bakıyor  o da binecekmiş büyüyünce..


biz uçağa bindik ailecek..
hereyden önemlisi ohh kaç zamandır koştur koştur iyi geldi lunaparkkkkk

oğlumu son halleri bi alem... konserdi müzikaldi festivaldi derken en son pazar günü kahlatıya gittik öğrencilerimiz aile efradı arkadaş falan... akın poz vermiş bu bakışın anlamını bilemedim? oradan sonra lunaparka da gittik akın çocuklara diyor ki ben çapışan ayabaya gidiyyum gelen vayyy mı? cuma karneyi alıyoruz.. akının öğretmeninin de tayini çıktı.. ilk öğretmeni olduğu için benim için ayrı değerli...

27 Mayıs 2012 Pazar

okuldu müzikaldi sınıf konserydi derken yoğunluktan çocuğumun günleri, hayatı nasıl karşılayıp özümsediğini yada özümseyemediği anları yazacak zamanı bulamıyorum.. akını okula alacaklar ben vermek istemiyorum en büyük sıkıntım bu şu ara onunla ilgili..orman mevsimi açıldı ormanlardayız.. parklardayız... fırsat buldukça ben de takılıyorum onlar genellıkle anneannesiyle takılıyorlar bu ara..dün müzikailmiz vardı ben anlatıyorum ara ara sonra çocuklar dönem dönem oynuyorlar çalıyor söylüyorlr akın diyormuş ki benim donduğum zamanlarda annemin fişini çektiler... aklıma bişey gelmiyor... saat 1 oldu gece boyu akının çişiyle uğraşıyoruz hala şakır şakır işiyor çoğu zaman kendisi uynamıyor 2 saatte bir kaldırıp çiş yapıyoruz çok zor... uyumu alamıyorum..hikmet karşımda horluyor.. bi taş aldık özel bi taş yastığının içine koyduk o yastıkta uyuduğunda horlamıyor... nasıl bi taşsa...

12 Mayıs 2012 Cumartesi

oy anam.. yağmurlar yağııypr şakır şakır... şu okul meselesini ne yapacağız bilmiyorum daha çişini oyun oynarken söylemeyi unutan çocuk 6 saat nasıl otracak o sıralarda..

27 Nisan 2012 Cuma

istanbula gittik geldik her taraf bebek doluydu..yeni doğanlar 4o ı çıkmış olanlar biraz büyümüşler yeni konuşmaya başlayanlar ve anasının karnına düşmüş olanlar... akın şaştıb kaldı her tarafda bebek var diyor...güzeldi gittik geldik

8 Nisan 2012 Pazar

dün haberleri izliyoruz.. bizimki haber ajansı gibi bu ara hep haberlerden örnekler veriyor kaza olmuş yangın çıkmış gibi haberler.. neyse.. bi adam gelmiş petrol zenginiymiş adanın padişahı gibi bişey..buruni mi ne öyle bişey adamın uçağı altın çatal bıçağı altın bizimki dikkatle izliyor sonra döndü bana anneeeeeeeee gördün mü sana söylemiştimmm altın diye birşey var... ben de anlayamasam da cevap verdim tepki çok heyecanlıydı...

unutuyorum yazmamı günler çok yoğun kafalar yoğun.. geçenlerde eve gelirken bana artık dünna(dünya)da yaşamaktan çok sıkıldığını ve uzaya gezmeye gitmemiz gerektiğini anlattı ben de nasıl gideceğimizi sordum uzay istasyonundan bir uzay jeti alacağımızı ve gezeceğimizi söyledi çok ciddiydi ve ben yavrumu çokkk seviyoorum ne güzel hayaller kuruyorlar çocuklar ben de kurarım hayal ama demek ki artık eskisi gibi kurmuyorum...

bi kelime söylüyor onu da yazayım aklıma gelmişken bi oyun oynuyoruz bişey oluyor bana diyor ama bu haslıksız (haksızlık)

4 Nisan 2012 Çarşamba






havuzlu konak.. bizim ki tiyatroyu kurdu..

1 Nisan 2012 Pazar

koşturmaca koşturmaca koşturmaca...
nisana girdik nisana girdik nisan....
ömür... gidiyor... ömür .... bitiyor..
akın büyüyor kocaman adam oluyor...

27 Mart 2012 Salı

Ablaya Teşekkür Et “Ablaya teşekkür et! ‘Lütfen’ dedin mi?”

Çocuğunuzla Birlikte Büyümek kitabının yazarı Naomi Aldort bu tür cümleleri anne babaların küçük çocuklarına öğretme telaşına değiniyor kitabının bir bölümünde. Burada ebeveynin amacı çocuğa şükran duygusunu öğretmek, kimi zaman ise toplum içinde çocuğun doğru davranışlarda bulunmasına yardımcı olmak oluyor.

Aldort, ailelere şöyle bir soru soruyor; “Ebeveynlerimiz biz küçükken bize bunları söylediğinde gerçekten şükran duygusunu öğrendik mi, yoksa kimimiz istemeden teşekkür etmek, paylaşmak zorunda olmak ya da özür dilemekten dolayı içerlemeyi mi öğrendik? Acaba çocuklar ihtiyaçları gerçekten karşılandığında şükran duygusunu kendiliğinden mi öğreniyorlar? Onlara öğretmek yerine belki de bunları izleyerek öğrenecekleri modeller mi olmalıyız?”

Doğal Ebeveynlik yaklaşımının duayenlerinden Naomi Aldort çocuklara ne söylemeleri gerektiğini söyleyerek onlara ne öğrettiğimiz konusunu şöyle açıklıyor:


1.Çocuk, birine nerede ne söylemesi gerektiğini ya da nasıl davranması gerektiğini dikte etmenin; başkalarını bu biçimde yönlendirmenin iyi bir davranış olduğunu öğrenerek büyüyor. Çünkü konuşmanın içeriğinden çok çocuğun aklında kalan, birisinin ona ne yapması gerektiğini söylediği.

2.En gözle görünmeyen mesaj ise “Ne söyleyip nasıl davranacağım konusunda kendime güvenemem. O yüzden ebeveynimin ağzından çıkan söze güvenmeliyim ve kurallara kayıtsız şartsız uymalıyım.” Tabii burada çocuğumuzu bir liderden çok kuralları izleyen, arkadan gelen birey olmaya hazırlıyoruz.

3.“Eğer ne yapmam, ne söylemem gerektiğini bilmiyorsam demek ki ben yeterli değilim” bilinçaltı mesajı ile kendine güveni düşük bir birey yetiştiriyoruz.

4.Çocuk kendinden şüphe duyuyor: “Neden kendimi teşekkür edecek bir duyguda hissetmiyorum? Demek ki bende bir gariplik var.”

5.Çocuk yalan söylemeyi öğreniyor: “Hiçbir şey söylemek istemiyorum (paylaşmak, özür dilemek), sanırım doğru kelimeleri söyleyerek içsel gerçeğimi yansıtmayan bir oyun sergilemeliyim topluma.

6.Çocuk büyüdüğünde geçmiş yıllarına bakıp zorla söyletilen özür, teşekkür gibi kelimelerden nasıl nefret ettiğini fark ediyor.

Aldort, büyüklerin toplum içinde çocuğun davranışları ile olan beklentilerine ise şöyle yaklaşıyor: “Biri çocuğumuza ismini ve yaşını sorduğunda ona ‘Hadi oğlum teyzeye kaç yaşında olduğunu söyle’ der ve çocuğumuzun sessiz kalması halinde utanç hissederiz. Üç çocuğumdan biri yedi yaşında gelene dek kendisine soru soran hiçbir yetişkine cevap vermedi. Ve ben her seferinde onun tarafında olup soru sorana ‘Sanırım şu an cevap vermek istemiyor’ deyip gülümsedim ve ‘İsterseniz ben size söyleyebilirim’ dedim. Geçen zaman içinde oğlumun kendisi hakkında bilgi verilmesinden hoşlandığını ancak benim onun yerine konuşmamı tercih etmediğini anladım. Bunun üzerine bu anları başka türlü halletmeyi öğrendim. Ona dönerek ‘İster misin bu teyzeye senin adını söyleyeyim?’ demeye başladım. Kimi zaman evet, kimi zaman hayır dedi. Ve ben onun liderliğinde yönettim bu tür olayları. Şimdi oğlum birçok büyüğün sorusuna cevap verecek kadar kendine güveniyor ve rahat. Bazense istemediğini söylüyor. Her şekilde seçimleri net ve karşısındaki kişinin hakiki olma potansiyeline göre değişiyor.”

Peki, ne zaman öğrenecekler görgü kurallarını, sorusuna ise Aldort bir soruyla cevap veriyor. “Onların kendi zamanlarında büyüyüp olgunlaşacaklarına tıpkı kendi zamanlarında yürüyüp konuştukları gibi güvenebilir miyiz?” Yetişkin olmadan onların bir yetişkin gibi davranmalarını istiyoruz. Çocuklarımıza sevgi ve saygıyla davranırsak, onlara kendi davranışlarımızla model olursak zaten çocuklar bu davranışları kendi doğallığında öğrenecekler.
“Onların ne olmalarını istiyorsan o ol ve başkaları ile ilişkideyken nasıl davranmalarını istiyorsan onlara öyle davran” diyen Aldort doğal ebeveynlik, terbiye, uyku, sınırlar, iki yaş dönemi, memeden kesme, hayırlar ve öfke, stres gibi ebeveyn ve çocuk ilişkisi konusunda dünyanın birçok ülkesinde seminerler veriyor.
Bu köşemi bugün Naomi Aldort’a ayırmamın sebebi onun doğal ebeveynlik yaklaşımlarından çok şey öğrenmemin yanı sıra 20-21 Nisan tarihlerinde seminer vermek üzere İstanbul’a gelmesi. Çocuğunuzla Birlikte Büyümek adlı kitabı benim danışanlarıma sıklıkla tavsiye ettiğim bir kitap. Çocuğunla Çatışmaya Son ve Övgü ve Ödülün Bedeli adlı seminerleri dinlemek için biran önce kayıt olun derim.


yukarıdaki yazı doğalebeveynlik.blogspot.com dan alıntıdır.. hoşuma gitti paylaşmak isetdim..

19 Mart 2012 Pazartesi

günler hızla geçiyor..yazamıyorum çok yoğunuz..yeni evimize taşındık taşınalı gelen giden misafir ağırlıyoruz..okul bi yandan..sağlık sıkıntıları bi yandan... oğluşumun perdesini aldım şimdi..odasında evinde çok mutlu... bekliyoruz... tüm sevdiklerimize kapımız açık...

11 Mart 2012 Pazar

babannem amcamlar geldi.. evimize de yerleştik... misafirlerimiz gelip gidiyor... hayatımız oturmaya başladı..
evimizi çok benimsedik...ne bileyim işte öyle.... habire karikatür gibi resimler yapıyorum annem bayılıyor çok guzel yapıyorum...

4 Mart 2012 Pazar

evimize yerleştik çok kar yağıyor okulllar habiye tatil oluyor annem çok hastalandı hastanede kaldı evde uyumadı...


mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır...
evimizdeyiz artık 1 haftadır evimizde kalıyoruz... tatil de olunca evi yerleştirebildik.. güzel ferah ve manzarı bir evimiz oldu.ilk bir kaç gün akın annanesine pas vermedi bizim evimiz benim odam vs... annem üzüldü neyse ki düzeldi bi aidiat duygusu kaosu yaşadı... biraz nanemolla... hikmetin boynu ağrıyor ben alerji oldum şiştim efessiz kaldım falan fişman... günler geçiyor akın büyüyor... herşey düzene giriyor... oğlumun odası çok güzel oldu epeydir foto koymadık bilgisayarımız yok şimdilik....

14 Şubat 2012 Salı

eşylarımız

babamı iştambula yolladık çok güzel bi otobüse bindi...eşyalarımızı alıp gelecek hemen yeni ve uzaklardaki evimize taşınacağız...

13 Şubat 2012 Pazartesi

hAldır huldur geçiyor... çocuğum ne güzel cümleler kuruyor ben unutuyorum ya yazmayı ya sonra yazarım diyorum unutuyorum... demin kitap okuyor babasına.. bu çok özel dedi..hikmetin de hoşuna gitti... uzun cümlelerde bağ ekleri kullanıyor çünkü belki de ne bileyim daha farklı kelimeler...
bugün öğretmenine, öğretmenim bizsz çook uzaklara taşındık demiş.. ah yavrum şu aşağı sokağı çokk uzaklar olarak algılamış küçük dünyasında... benim bi tanemmm

5 Şubat 2012 Pazar

akına çaktırmıyorum ama okulun açılmasını hiç istemiyorum hiç dinlenemedim tatilim ev işleri ile uğraşmak eşya paketlemek hurç taşımak ve 5 . katta ki yeni eve eşya taşımakla geçti... offffffff.

akının odası geldi kırmızı arabalı yatak ve dolap... mavi bir perde aldı anneannesi jaluziden... tülü de şimşek mckuinli... kumbarasında biriktidiği parasıyla yaptırdık mobilyacıya... hem sağlam hem güzel oldu..artık üniversiteye gidene kadar kullanır.. :)

okullllllll of okul off...azıcık dinlenseydim keşke....

1 Şubat 2012 Çarşamba

bugün evimize gidip bi işler yaptık yine.. sonra uzun zamandır akınla başbaşa birşey yapmamıştık.. pizzacıya gittik.. sonra da şu 6 boyutlu izlenen minik similasyon gösterisini izledik..çok heyecanlıydı ben akından daha çok heyecanladım.. hatta bazı yerlerde gözlerimi kapattım.. sonra markete gittik akının sevdiği bi iki şeyden aldık.. iki tane de kaz tüyü yastık aldık 7 liraya inmiş.. sonra da bizim evin bayrılarında torba ile kaydı.. bir kaç saat takıldık iyi oldu... çok yorgun hissediyorum kendimi bütün türkiye kar buz içinde...

30 Ocak 2012 Pazartesi

gurme :)

ayran çırpıcımız var makasa benziyor kolunu çeviriyorsun ayran yapıyorsun falan fişman.. neyse çırpıyor bizimkisi... anne nişneli ayran yapalım mı ? dedi ben anlamadım o nasıl bişey dedim.. bak beni tekrarla dedi...


niş

(ben) nişş
ne
(ben)nee
li
(ben) liii

ayyan
(ben) vişneli ayran

yapalım mı ne dersin?

(ben) hiç içmedim ama iğrenç olabilir

o zaman pokatallı yapalım
akın bence bunu böyle içelim mis gibi...

şimdi el işi yapıyor biraz beraber takıldık.. kesip yapıştırıyor dondurmadan tepeler yapmış o dağın adı dondurma dağıymış... elişi kağıtlarıyla takılıyor..

babam şigarayı bıraktı ben hep şigarasını saklıyordum haşta oluyormasın diye.. çok sevinçliyiz.. doktora gittik bugün ciğerlerinin fotoğrafını çektiler artık şigara içmezse çok daha iyi olacak...
anneannem hastalandı iki gündür yatıyor babam da biraz grip oldu.. hafta sonu hep evde yatarak geçti.. yeni kavabüke gittik (yeni evimizden bahsediyor)eşya getirdik biraz... hava kar vs durumlardan dolayı eşyamızı getirmek için acele etmiyoruz. karabükteki eşyalarımızı getiriyoruz yavaş yavaş... hava çok soğuk yollar kar buz... tatilimiz çalışmak uğraşmakla geçiyor Allah hastalık vermesin çok şükür...

yaşasın sigara içmeyen babam... mis gibi kokacak beni daha iyi koklayacak artık....

27 Ocak 2012 Cuma

annemler geldi... çok yorgunlar.. bugün de yeni eve gittik temizlik yaptılar anneannemle.. yine yoruldular.. ben de oyun oynadım annem perdemi astı bana arabalı yatak alacaklar kumbaramda biriktirdiğim paramla... yeni iştambula beni getirmedikleri için biraz üzülmüştüm kamyonla giderken beni getirirler mi bilmiyorum?? evimizi buraya taşıyacağız.. annem nazelere gitmiş naze bana kipat yollamış teşekkür ederim.. belki beni getirirlerse yeni iştambula beni de getirir nazelere...

21 Ocak 2012 Cumartesi



maçtan sonra biraz oynadık dedem saz çaldı bana yengem kipat getirmişti ben de kipat okudum..






çok yorulduk zeynep kardeşime inci diyorum adını bi türlü zeynep diyemedim.. küçük zeynep orta boy zeynep bi de büyük zeynep var bizim ailemizde...

maça gittik




amcam babam aypeyen abim tvabzon maçına gittik çok soyuktu o kaday soyuktu ki ellerim titredi ayaklaryım uyuştu.. (gelir gelmez anlattıkları..kendi kelimeleri ile)



sabah geldiler ben maça gideceğim için uyumuştum.. sonra amcamlar geldi hep beraber.. çok güzel bi gün geçirdik hemen akşam oldu hememn gittiler ben de üzüldüm.. annemler iştambula gideceklermiş beni getirmiyorlar işleri varmış..




ev baktık hep beraber yeni iştambuldan eşylarımızı getireceklermiş... dün karnemizi aldık ilk karnem fotoğafını çeker koyarız..

18 Ocak 2012 Çarşamba

kay

lapa lapa kar her yer kar.. indik oynadık kaydık yürüdük.. okullar tatil yaşasın kar... kar kar karrrrr lal lal laaa


donuyoruz çok soğuk hava.. bugün -10 dereceydi sabah.. bu küçük kız selin... mor kiyabetli koca göbekli sema teyzemin kızı artık doğmuş kocaman da kız olmuş ben bi türlü göremedim.. fotoğraflarından seviyoruz..

8 Ocak 2012 Pazar

güzel bir pazar...









dipsiz göle gittik kahvaltıya... hava yumuşaktı ama akın dün cimnastikte zemin soğuktu sanırım ondan rahatsızlandı..hatta yollarda kustu öksürüp duruyor..Akın için ara ara keyifsiz bize göre güzel bir gün geçirdik.. kazlar akını görünce tanıyıp bağırmya başladılar zaten giderken onlara marul götürmüştük..




7 Ocak 2012 Cumartesi

babannemiz geldi..trenle... trenin sesi duyuldu önce bi çığlık sevindi oynamaya başladı.. neyse geldik eve ayrrılmıyor babannesinin dibinden.. bi babanne bi anneanne... ayrılamıyor.. kenarında oturuyor


kapı açıldı babam geldi hikmet işini halldemeyince gelmedi akın da babam gelmemiş babanne o gelince sana anneee anneeeee diyer diyor...

sonra da bana anne sen tatlı balli bi kadınsın dedi...

3 Ocak 2012 Salı

mini mini minnoş



yavrumun doğum günü... hey gidi ne çabuk geçiyor zaman... güzel bir doğum günü partisi yaptık arkadaşlarından beste ve kaan vardı... zaynep ablası adı naze aradı babannesi inci kardeşi de aradı..dayısı yengesi aradı...o güzel kovboylu pastayı görünce alt dudağı yine uzadı yana doğru nasıl anlatsam ki o ağzı...
çok güzeldi arkadaşlar eş dost vardı..benim oğlum yeni yaşına sevilerek şarkılarla girdi hikmet akından sevinçli oğlum bütün herkes senin için geldi buraya diye..

benim minik minnoşum beş yıldır maceradan maceraya koşuyoruz senle.. hergün büyümeni görmek ne güzel.. bugün bana aynayı sordun nasıl beni gösteriyor diye..dersimi iyi çalışayım anlatayım sana... nerden geldi aklına aferin benim oğluma..

iyi bizim oğlumuzsun iyi ki varasın... sen olmasan ne anlamsız olurdu bu hayat..bize can veriyorsun..



şu fotoğrafta hediyeyi açarken ki dile dikkat :)


Allah nasip etsin seneye işallah daha kalabalık oluruz.. tüm herkesimizi bir araya getirebiliriz inşallah..Allah tüm çocukları analarıyla babalarıyla büyütsün..