sabah 3 buçukta geldik eve... aynı günün sabahı 6 30 da çıkmıştık.. seçim derdine.. ilkel yöntemlerle yazdık işaretledik.. cetvellere işaretledik... saydık saydık saydık... insanlar 1 oyun peşine düştü.. yine saydık...akını hiç göremedim.. özledim.. içim eridi..bugün babaannesi aldı ben dinleneyim diye amcasına götürdü.. ağlayarak.. istemedi gitmeyi.. yine içim eridi... halbuki koşa koşa gider.. bir daha seçim görevi mi tövbeler olsun..başkandım.. başkanım! başkanım! peşimde dolandılar.. benim bu lafı önemseyeceğimi sandılar.. hiç öyle egolarım olmadı çok şükür.. o başkanım diye dolaşanlar sonra bir anda işi bana bırakıp kayboldular... e Türkiye de işler böyle..bi hikmet kaldı..görevli olmamasına rağmen.. beraber yaptık ettik.. en son çuvalı orada bırakıp kaçacak duruma geldik saat 2 30 da... bitti... çok şükür.. ne oldu bilmiyorum.. seme gibiyim..